AVNİ KÜPELİ
“12 DEV ADAM” olma yolunda…
“12 DEV ADAM” olma yolunda…
(A) Milli Basketbol takımımız, 2019 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nde düzenlenecek Dünya Kupası finallerine katılma yolunda Avrupa Elemelerinin birinci tur son iki maçında Ukrayna ve İsveç’i farklı skorlarla mağlup ederek grup lideri unvanıyla bir üst tura yükselme başarısını gösterdi. Millilerimiz,bu iki karşılaşmada sergilediği başarılı ve hırslı oyunuyla bir zamanların o ünlü “12 Dev Adamları” olma yolunda olumlu sinyaller verdi.
NBA PATENTLİLERİMİZİN FARKI
Milli Takımımızın zorlu Dünya Kupası yolunda ilk viraj olan birinci turu geçmesini sağlayan oyuncularımızın başında hiç kuşkusuz NBA’deki gurur kaynaklarımız Cedi Osman ve Furkan Korkmaz geldi.
Gruptaki son iki mücadelemize kadar NBA’deki mesaileri nedeniyle milli formayı giyemeyen oyuncularımızdan Furkan Korkmaz Ukrayna maçında 21, İsveç karşılaşmasında 23 sayıyla ekibimizin en skorer oyuncusu olurken, Cedi Osman’da Ukrayna ve İsveç potalarına 20’şer sayı göndererek, hem galibiyetlerimizin büyük mimarı oldular hem de ustalar liginde(NBA) oynamalarının bir tesadüf olmadığını kanıtladılar.
Birinci tur grubumuzdaki son iki maçımızda yeni devşirmemiz Scottie Wilbekin’in neler yapabileceği ayrı bir merak konusuydu. Darüşşafaka’nın bu sezon EuroCup’ı kazanmasında baş rolü oynayan (MVP) Wilbekin ne yazık ki beklenilenin altında kaldı. Ay-Yıldızlı oyunculara uyum sağlamakta zorlanan ABD’li, koç Ufuk Sarıca tarafından zaman zaman 1 ve zaman zaman da 2 numaraya çekilmesine rağmen EuroCup performansına ulaşamadı. Etkili oyun kuramamasının yanı sıra 2 numarada oyunu okuyamaması ve bire-bir adam savunmasındaki direnç yetersizliği en büyük eksikliğiydi. En büyük artısı ise mücadele isteği ve hırsının üst düzeyde olmasıydı. Oyunda olduğu bölümlerde sık sık koç Ufuk Sarıca’nın yanına gelip oyuncu dağılımı konusunda serzenişte bulunması ise maça ne kadar konsantre olduğunun bir göstergesiydi.Wilbekin konusunda ısrar edilmeli mi? Sorusuna cevabımız tabii ki evet olacaktır.Devşirme oyuncumuzun ilerleyen maçlarla birlikte ekibe uyum sorununu ortadan kaldırıp takım bütünlüğüne daha fazla katlıda bulunacağı inancını taşıyorum.
Diğer oyuncularımız; Kaptan Semih Erden, Doğuş Balbay, Metin Türen, Metecan Birsen, Melih Mahmutoğlu, Ege Arar, Barış Ermiş, Sertaç Şanlı ve Göksenin Köksal’ da parkede oldukları sürece ellerinden gelenin en iyisini yaparak alkış aldılar. Bu arada Kartal Özmızrak’a ayrı bir parantez açmak istiyorum. Ukrayna maçında koç Ufuk Sarıca’dan formayı alamayan Özmızrak, İsveç karşılaşmasında yakaladığı şansı çok iyi değerlendirmesini bildi ve bileğinin hakkıyla ve ismi gibi adeta bir KARTAL edasıyla koparırcasına aldığı 18 dakikalık süre içinde (8 sayı, 3 asist) yeni devşirmemiz Wilbekin’i kenarda oturttu.
Bazı sözde basketbol otoriteleri “hadi oradan kardeşim” bu iki ülke milli takımları bizim ülke basketbolumuzun ayarında bile değil diyebilir ama gördük ki oyuncularımızın mücadele ve kazanma azmi, hırsı ve her topa atlama istekleri üst düzeydeydi. Ayrıca birlikte oynamaktan ve birlikte paylaşmaktan büyük zevk alıyorlardı. Ben de onlara derim ki önemli olan son topa kadar mücadele etme istediğidir. Bu da Ay-Yıldızlı Millilerimizde yok muydu? Yoksa ben mi göremedim(!) Kısaca, bu doğrultuda o özlenen,2001 ve 2010’daki Milli Takımlarımızın yani “12 DEV ADAMIN” sinyallerini almamız şu sıcak yaz aylarında içimizi serinletti mi, serinletmedi mi? Yorum sizlerin…
UĞURLU BAŞKENT VE SEYİRCİSİ
Tam 35 yıldır yaşamımı sürdürdüğüm Ankara’yı ve bu vesileyle basketbol seyircisini, yeni ikametgahım İstanbul’dan hareketle Milli maçlar için Ankara Arena Spor Salonuna girdiğim anda ne kadar çok özlediğimi bir kez daha anladım. Ankara seyircisi iki maçımızda da bitmek bilmeyen enerjileri ile yine Millilerimizin en büyük destekçisi oldu.Nerede tezahürat yapmaları, nerede susmaları gerektiğini ve hakemlerin verdikleri yanlış kararlarını ıslıklarla protesto etmeyi çok iyi bilen yani basketbolu çok iyi okuyan ve seven Başkent seyircisini ayakta alkışlıyorum.Koç Ufuk Sarıca, İsveç maçının ardından düzenlenen basın toplantısında Ankara seyircisini övmeyi de ihmal etmedi.Ufuk Sarıca, Milli takımın herkesi kucaklamasını istememiz nedeniyle Milli maçlarımızı ülkemizin diğer şehirlerinde de oynamayı istiyoruz ama söz konusu Ankara seyircisi olunca “akan sular duruyor” diyor. Ne de olsa bu sözlerine katılmamak elde değil. Gerçekten de son yıllarda Erkek ve Kadın Basketbol Milli Takımlarımızın Ankara’da boşu yok desek yeridir. Uğurlu mu, uğurlu bir Başkent ve Ankara’nın artık kemikleşmiş uğurlu basketbol seyircisi.. O halde yola Ankara’da devam diyelim.
Bu arada Başarılı koç Ufuk Sarıca, birlikte oynamaktan büyük haz duyan oyuncu topluluğuna sahip olmasından dolayı büyük mutluluk duyduğunu her sohbetimizde dile getiriyor. En büyük hedefimiz, Cedi ve Furkan gibi NBA ayarında elit oyuncular çıkarmamızdır diyor ve ekliyor; ”ekibimize güvenmeye devam edin, artık o özlenen tabloya çok az kaldı”
Ne diyelim; YOLUNUZ AÇIK OLSUN KOÇ VE UFUK SARICA’NIN PIRIL-PIRIL GENÇLERİ...